Her kadın zaman zaman adet düzensizliği yaşayabilir. Adet düzensizliği, adetin beklenen tarihten önce/sonra gelmesi veya beklenenden farklı şekilde gelmesi olarak tanımlanabilir.
Bir adet döngüsünün başlangıcından diğerinin başlangıcına kadar geçen süre yaklaşık olarak 21-35 gündür. Kadınların çoğu, yıl boyunca 11-13 kez adet döneminden geçer. Bu rakama yakın değerler (1-2 az/fazla) normal olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle adet düzensizliği, kişi için normal olan değerlere bakılarak değerlendirilmelidir.
Kanama pıhtı içermemeli ve süresi 8 günü geçmemelidir. Bir gün içinde kullanılan ped miktarı ise 2-3 adet olmalıdır. Bu tanımlamalardan sapmalar adet düzensizliği olarak algılanabilir.
Hormonlar adet görülmeye başlandığı tarihten itibaren birkaç yıl boyunca belirli bir düzene giremeyebilir. Bu tür adet düzensizliği normaldir. Aynı durum, adetin sona ermeye yaklaştığı “perimenopoz” ve “menopoz” dönemleri öncesinde de geçerlidir. Menopoz diye adlandırılan adet sonlanması son adet döneminin üzerinden 12 ay geçtikten sonra başlar. Tüm bunların yanı sıra belirli sistemik hastalıklarda da adet düzensizliği görülebilir.
Adet görmenin tamamen durmasına ise “amenore” denir.
Sık, erken adet görme; adet sikluslarının 21 günden daha kısa sürmesine ise “polimenore” denilir. Bunun sonucunda 1 yılda görülen adet kanaması sayısı da artar.
Düzenli aralıklarla adet kanaması gören bir kadında kanamaların birdenbire sıklaşması durumunda bu kanamanın aslında bir ara kanama olabileceği de her zaman göz önüne alınmalıdır.
Seyrek adet görme ve gecikmeler; adet sikluslarının 35 günden daha uzun sürmesine “oligomenore” denir. Buna bağlı olarak adet kanaması yılda 3-4 kez görülür. Doğurganlık çağında adet kanaması gecikmelerine sık rastlanır. Adet düzensizlikleri genellikle organik ve hormonal sebeplerden kaynaklanır. Organik sebep denildiğinde kadın üreme organlarının anatomik yapısındaki değişiklikler akla gelmelidir.
Adet görmek ne anlama gelir?
Adet görmek; rahim içi dokusunun (endometrium) kanama ile dökülmesi demektir. Adet dönemi 3 evreye ayrılarak incelenebilir:
- Birinci dönem yumurtanın seçildiği ve 20mm çapa ulaşana kadar olgunlaştığı ‘‘Foliküler Faz”
- İkinci dönem olgun yumurtanın küçük bir patlama şeklinde yumurtalıktan atıldığı ”Ovulasyon Fazı”
- Üçüncü dönem ise gebe kalınması halinde embriyonun yerleşmesine kadar rahim içinin hazırlandığı ”Sekretuar Faz”.
Bu döngü gebelik ile devam edecek olursa rahim içi embriyonun gelişi ile değişen hormon düzeyleri ve rahim içi özel mekanizmalar nedeniyle adet görülmez. Gebelik olmadığında ise hazırlanan rahim içi doku yumurtalıkta progesteron hormon seviyesinin düşmesi sebebiyle dökülmeye başlar. Hücreler ve aralarındaki bağlantıyı sağlayan maddeler kanama ile dökülür.
Adet düzensizliğinin nedenleri nelerdir?
- Stres: Çok fazla kilo alma veya zayıflama, yeterli derecede beslenmeme, düşük kalorili diyet programları, egzersiz düzeni içerisinde gerçekleştirilen değişiklikler, gerginlik, hastalıklar, seyahat ve günlük hayatı etkileyen farklılıklar adet düzeninin bozulmasına neden olabilir.
- Doğum Kontrol Hapları: Doğum kontrol haplarının büyük bir çoğunluğu östrojen ve progesteron hormonlarının (bir kısmı yalnızca progesteron içermektedir) bir kombinasyonunu içerir. Bu haplar yumurtalıkların yumurta bırakmasını önleyerek, hamile kalmayı engeller. Doğum kontrol haplarının kullanılması veya kullanımının bırakılması da adet döngüsünde değişikliklere sebep olabilir. Adet düzeninin yeniden sağlanması 6 ay kadar sürebilir. Yalnızca progesteron içerikli olan doğum kontrol hapı kullanan kadınlar, adet aralarında kanama ile karşılaşabilmektedirler.
- Uterin Polipleri veya Miyomları: Rahim polipleri, rahmin iç tabakasında rastlanan küçük (genellikle kanserli olmayan) oluşumlardır. Miyomlar ise, rahim kasından köken alan, genellikle iyi huylu tümörlerdir. Boyutları 0.5mm’den 10 ile 15cm’e kadar ulaşabilmektedir. Ağır kanamalara ve ağrıya sebep olabilirler. Miyomun büyüklüğü ile alakalı olarak komşu organlara baskı yapabilirler.
- Endometriozis: Rahmi saran ve her ay adet akıntısı ile beraber vücuttan atılan endometrial doku, rahim dışında gelişmeye başladığı zaman “endometriozise” rastlanır. Doku yumurtalık, altı sindirim sistemi, rektum ve rahim arasındaki bölge, bağırsak, fallop tüpleri ve bölgedeki diğer organlar üzerinde büyüyebilir. Endometriozis belirtileri arasında adet düzensizliği haricinde kramplar, cinsel ilişki esnasında ağrı, normal dışı kanama, adet dönemi öncesi ve sonrasında ağrılar bulunmaktadır.
- Pelvik İnflamatuar: Kadın üreme sistemine etki eden bir enfeksiyon çeşididir. Cinsel temasla vajinaya giren bakteriler, rahim ve üst genital sisteme yayılabilir. Aynı zamanda bu enfeksiyona neden olan etkenler spiral takıp-çıkarırken, düşük, doğum, kürtaj ve benzeri müdahaleler esnasında üreme organlarına sıçrayabilirler. Belirtilerinin içerisinde adet düzensizlikleri, vajina bölgesinde kötü koku, leğen kemiği bölgesinde ve alt karın bölgesinde ağrı, ateş, bulantı, kusma, ishal ve vajinal akıntı yer almaktadır.
- Polikistik Yumurtalık: Polikistik over sendromunda, yumurtalıklar normalden daha fazla androjen (erkeklik hormonu) üretirler. Böylece sıvı dolu keseler yani kistler meydana gelebilir. Yüksek oranda androjen, yumurtaların gelişmesine engel olarak yumurtanın atılmasına engel olur. Bu durum daha çok obezite ve aşırı tüylenme ile alakalı olarak görülür.
- Prematür Yumurtalık Yetmezliği: Bu durum özellikle 40 yaşından küçük olan ve yumurtalığının özelliklerini tam anlamıyla yerine getirmediği kadınlarda görülmektedir. Adet kanamaları kesilir. Genetik olarak görülebileceği gibi, kemoterapi ve radyasyon terapisi sebebi ile de meydana gelebilir.
Adet düzensizliğinin diğer nedenleri;
- Aşırı kilo alma veya kilo kaybı
- Aşırı egzersiz
- Endometrial hiperplazi (rahim iç tabakasının kalınlaşması)
- Rahim kanseri
- Tiroid sorunları
- Diyabet
- Karaciğer sirozu
- Sistemik lupus
- Gebelik komplikasyonları (düşük veya dış gebelik)
- Östrojen takviyeleri
- Kan inceltici ilaçların kullanımı
- Doğum kontrolü için rahim içi araçlarının kullanımı
- Steroidler
- Antidepresan kullanımı
- Östrojen ve/veya progesteron dengesizliği
Adet olamama neye bağlı olabilir?
Adet olmayan her kadında hangi yaş olursa olsun ”menapoz” sorgulaması yapılmalıdır. Kadınlar 40, hatta 20 yaşından önce bile menopoz olabilirler. Aile öyküsü çok önemli olmakla birlikte, bazı genetik ve kronik hastalıklar, sigara, kullanılan ilaçlar ve kemoterapi/radyoterapi de erken menopoz nedeni olabilmektedir. Özellikle çocuk isteyen kadınlar her adet düzensizliğinde gecikmeden doktora gitmelidir.
- Özellikle gençlerde daha sık gözlenen anoreksiya, bulimiagibi yaşamı tehdit eden durumlarda; ağır depresyon ve uyku bozukluklarında da adet düzensizliği söz konusudur.
- Testiküler Feminizasyon, genetik olarak erkek olduğu halde androjen (erkeklik hormonu) duyarsızlığı nedeniyle kadın görünümüne sahip kişiler hiçbir zaman adet görmez.
- Turner Sendromu;eksik bir kromozom nedeniyle kısa boy, esnek kollar ve ense saç çizginin aşağıda olması gibi belli belirsiz görüntüsel bulgular veren genetik bir hastalıktır. Çok nadiren küçük yaşta görülmekle birlikte çoğunlukla menopoz sonrası görülür.
- Doğum kontrol hapları, 3 aylık korunma iğneleri,hormonlu spiral kullanımı, kürtaj sonrası rahim içinin iyileşememesi (Asherman Sendromu) hallerinde de adet görülmeyebilir. Bu durumlar geçici olup tedavi ile adet düzeni normale döndürülebilir.
Sonuçta adet olmama, mutlaka doktor muayenesi gerektiren bir durumdur. Adet görememe şikayeti ile doktora başvuran her kadında multidisipliner bir yaklaşım ile tanı ve tedavi yapılmalıdır.
Adetin düzensiz, aşırı miktar veya sürede olması
- Adetin düzensiz, aşırı miktarda veya sürede olması durumunda; başta yumurtlamama (anovulasyon)olmak üzere hormon bozuklukları, myom, polip, hiperplazi, kanser, enfeksiyon, dış gebelik, ilaç kullanımı, tiroid bezi hastalıkları ve adenomyosis araştırılmalıdır.
- Tanı için düzensiz adet kanamaları varsa, gerekli durumlarda, rahim içinden parça almak (endometrial biyopsi, pipelle ile biyopsi) veya histeroskopi yapmak gerekebilir.
- Tanıya göre uygun tedavi belirlenir. Buna göre bazen tedavi; birkaç aylık ilaç kullanımı olabilirken bazen de ameliyat gerekli olabilmektedir.
Normal adet miktarı ne kadardır?
Adet standart olarak 2-8 gün sürmeli, günde ortalama; 3 ped kanama olmalıdır. Ancak spiral kullananlarda bu süre 10 günü, günlük kanama ise 4 pedi bulabilmektedir. Adet çok olursa kirli kan kaybedilir inancı yanlış olup, kaybedilen kirli kan değildir. Gözlenen fazla kanama kadının kansızlık başta olmak üzere pek çok sıkıntıyı yaşamasına neden olabilmektedir. Adet esnasında doktora danışarak kullanılan ağrı kesici ilaçlar kanamayı azaltabilmektedir.
Aşırı adet olmak özellikle sonradan başladığı hallerde “myom, polip, hiperplazi, enfeksiyon, kanser vb.” gibi bir patolojinin göstergesi olup basit bir jinekolojik muayene ile tanınabilir. Kan pıhtılaşma hastalıkları ve kan sulandırıcılar (aspirin, heparin gibi) da kanamayı arttırıp aynı zamanda adet siklusunun ara döneminde de kanamaya neden olabilmektedir.
Adet düzensizliği hamile kalmayı zorlaştırır mı?
Adet düzensizliği yumurtlama bozukluğu göstergesi olabileceğinden bu sorunu yaşayan kadınlarda hamile kalmada güçlüklerin olması çok normaldir. Adet düzensizliği olan bir kadın özellikle çocuk sahibi olmayı istiyorsa mutlaka doktora başvurmalıdır. Düzensizliğin nedeni saptanıp, buna yönelik tedavi uygulanmalıdır. Bazen çok basit tedaviler ile gebelik sağlanabilirken bazı durumlarda ileri üreme teknikleri olarak adlandırılan tüp bebek yöntemine başvurulması gerekebilir.
Düzenli adet görmek için bedenimiz nelere ihtiyaç duyar?
- Kadın vücudunda adet görmek için pek çok organ birlikte çalışır. Beynimizin içinde bulunan hipotalamus bölgesi, hipofiz bezi, boyun bölgesindeki tiroid bezi, böbrek üstü bezleri, yumurtalıklar, rahim, vajina ve kadın dış genital bölgedeki vulva sağlam ise adet görülür.
- Bunlardan herhangi birinin fonksiyonlarında bozukluk varsa, hastalık, stres, açlık, aşırı spor gibi durumlar söz konusuysa veya vücut herhangi bir konuda acil durum sinyali veriyorsa adet düzeni bozulabilir.
Adet düzensizliği ya da kesilmesi durumunda kadın neden doktora gitmelidir?
Hastanın adet görememe nedeniyle başvurması halinde doktor önce hasta hakkında ayrıntılı bir öykü alır. Ardından meme gelişimi, vücut gelişimi ve vücut kitle indeksi (BMI) kontrol edilir. Ultrason tetkikleri ile genital organ muayenesi yapılır ve eğer hormonal bozukluk şüphesi varsa hormon profil (FSH, LH, TSH, Estradiol; TSH) ve biyokimyasal değerlere bakılır.
Dış genital organ muayenesi hem sekonder seks karakterlerinin gelişimini görmek, hem vajinal açıklığın değerlendirilmesi, hem doğuştan genital organ gelişim bozuklukları ve sapmaları için tanı konması açısından gereklidir. Bazen çok basit bir kızlık zarının kapalılığı (hymen imperferatus) adet görmemenin nedeni olabilir ve yine basit bir cerrahi müdahale ile giderilebilir.
Adet gören bir kadında sonradan gelişen amenorede hormonal bozuklukların yanı sıra yumurtlayamama (anovulasyon) aranır. Bu durumu da polikistik over sendromu (PKO) sıklıkla karşılaşılan hastalıklardandır. Adet görmeyen genç kız çocuğu veya kadın tüm bu altta yatan doğumsal ve sonradan gelişen sebeplerin araştırılması için doktora başvurmalı ve kapsamlı olarak muayene edilmelidir.