Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik, “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” dolayısıyla bir açıklama yaptı. Çocuk haklarının; kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu varsayılan; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarını tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavram olduğunu kaydeden Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik, bu hakların insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konu olmasına rağmen bugün, dünyanın birçok yerinde var olan insan hakları ihlallerinin, çocuk boyutunda daha geniş kapsamlı ve büyüyerek, müdahale edilmesi daha zor bir şekilde yer aldığına dikkat çekti.
Çocuk Haklarına Yönelik İlk Girişim Atatürk Tarafından Başlatıldı
“Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiş, günümüzde çocuk hakları ile ilgili olan uluslararası belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilerek 193 ülke tarafından Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi adı altında onaylanmıştır.” diyen Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik, Türkiye’de ise çocuk haklarına yönelik ilk girişimlerin ulu önder Atatürk’ün sayesinde çok daha erken tarihlerde başlatıldığını, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının ilk olarak Nisan 1929’da kutlandığını hatırlattı ve bu tarihte örgütlenen 4 bin çocuğun ilk kez TBMM’den haklarını talep ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’si ile belirlenen haklardan en temel ve önemli olanın “Sağlıklı yaşam ve eğitim hakkı” olduğunu belirten Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik, çocukların ulaşılabilir en yüksek düzeyde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi, gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmesinin önemini vurguladı.
İhmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletlerin sorumlu tutulduğunu kaydeden Doç. Dr. Nilüfer Galip Çelik, “Dünyanın değişik coğrafyalarında, her gün yenisi eklenen çocuk hakları ihlalleri ile karşılaştığımız günümüzde, tüm çocukların sahip oldukları bütün hakları ile sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürmeleri hepimizin görevi olmalıdır.” dedi.