Sıtmanın anofel cinsi sivrisineklerin ısırması ile insanlara bulaşan plazmodyum adlı parazitin oluşturduğu bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emine Ünaleski Mısır, Çin ve Hint kaynaklarına göre tarihi milattan önce 1700’lü yıllara kadar dayanan bu hastalığın medeniyetlerin çöküşünde önemli bir rolü olduğunun bilinmekte olduğunu kaydetti. Evren, Türkiye’de de Kurtuluş Savaşı’nı izleyen yıllarda çok yaygın olan hastalığın daha sonra alınan önlemler sayesinde giderek azaldığını söyledi.
Dr. Emine Ünal Evren, “25 Nisan Dünya Sıtma Günü” dolayısıyla yaptığı bilgilendirmede şunları kaydetti:
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre sıtma halen 100 ülkede önemli bir sağlık sorunudur. Bu hastalık nedeniyle yaklaşık 2.5 milyar insan risk altındadır ve her yıl 300-500milyon yeni vaka bildirilmektedir. Sıtmadan yıllık 1-2.7 milyon ölüm gerçekleşmekte ve bunların %70’ini de çocuklar oluşturmaktadır.
Hastalık Afrika, Güneydoğu Asya ve Ortadoğu’da daha yaygındır.Afrika’ da sıtmadan her 2 dakikada 1 çocuk ölümü gerçekleşmektedir. Türkiye’de en sık Güneydoğu Anadolu bölgesinde görülen hastalık, başarılı kontrol önlemlerisayesinde giderek daha da azalmıştır.
Düzenli Aralıklarla Gelen Ateş, Parazitin Türüne Göre Değişir
İnsanda hastalık yapan 5 farklı plazmodyum türü tanımlanmıştır. Paraziti taşıyan sivrisineklerin gelişimi için iki haftalık süre, 24-27 derece sıcaklık ve %60-80 nem oranı gerektiğinden enfeksiyon mevsim ve bölge seçme özelliği gösterir.
Sıtmada sivrisineğin ısırması ile klinik bulguların başlamasına kadar geçen süre ortalama 2 haftadır. Periyodik ateş sıtmanın en önemli klinik özelliğidir.Buna genellikle titreme, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma ve halsizlik eşlik eder. Düzenli aralıklarla gelen ateş parazitin türüne göre değişir, 48 saatte bir ya da 72 saatte bir olabilir.Tedavi edilmeyen vakalarda beyin hasarına bağlı bilinç kaybı, böbrek yetmezliği ve akciğer ödemi gibi ölümcül komplikasyonlar gelişebilir.
Sıtma tanı ve tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Bu nedenle önemli olan ayırıcı tanıda, özellikle de endemik bölgelere seyahat etmiş olan her hastanıntanısı sırasında akla gelmesidir.
Riskli Bölgelere Seyahat Edecekler Kullanacakları İlaçlar Konusunda Uzman Görüşü Almalıdırlar
DSÖ bu konudaki farkındalığı arttırmak için 2001 yılından itibaren 25 Nisan’ı Dünya Sıtma Günü olarak ilan etmiştir. 2015’te‘’Sıtma İçin Küresel Teknik Strateji ‘’ belirlenmiş ve yapılacak çalışmalar ile sıtmasız bir dünya hedeflenmiştir.
Sıtmadan korunmada çevredeki sivrisineklerin üreme alanları olan su birikintilerinin yok edilmesi, bataklıkların kurutulmasıyani çevresel mücadele çok önemlidir. Bununla birlikte hastalığın sık görüldüğü bölgelere yapılacak seyahatler öncesi koruyucu amaçlı ilaçlar kullanılmalıdır. Afrika, Güney Amerika ve Uzak Doğu ülkelerine seyahatlerden önce bölgenin riskleri hakkında bilgi edinilmelidir. Riskli bölgelere seyahat edecek kişiler kullanacağı ilaçlar konusunda mutlaka uzman görüşü almalı; seyahat dönüşü özellikle titreme ile yükselen ateş ortaya çıkması durumunda ise yine en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.”