Dr. Suat GÜNSEL Girne Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tijen ATAÇAĞ yaşamsal önemi olan D Vitamini ile ilgili bilgilendirmede bulundu.
“Öyle bir vitamin olsa ki hem kemiklerimizi güçlendirse, hem de şeker hastalığı, multiple skleroz, kanser, kalp hastalıkları ve depresyondan bizi korusa harika olmaz mıydı! Hatta kilo vermemize de yardımcı olsa ne güzel olurdu.” diyen ATAÇAĞ, doğduğumuz günden itibaren yaşlanıncaya kadar D vitamininin kuvvetli kemikler için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Vücudumuzun gıdalardaki kalsiyumu almasına yardımcı olan bu önemli vitaminin ileriki yaşlarda kalsiyum ve D vitamini kırıkların oluşmasına engel olduğuna dikkatleri çeken Tijen ATAÇAĞ, çocuklarda da kemiklerin güçlü olması için D vitaminine ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Depresif Hastalarda Vitamin D Seviyeleri Düşüktür
Yapılan bazı çalışmaların düşük D vitamin seviyesi ile şeker hastalığı arasında bağlantı gösterdiğini söyleyen Dr. ATAÇAĞ, obez kişilerde de vitamin D seviyesinin düşük bulunduğunu belirterek: “Vücuttaki yağ D vitaminini bloke ederek daha az kullanılabilir hale getirmektedir. Yapılan bazı çalışmalar D vitamininin diyete eklenmesinin kilo vermeyi kolaylaştırabileceğini göstermektedir.” dedi.
D vitamininin beyin gelişimi ve fonksiyonu üzerine olumlu etkileri olduğunu söyleyen ATAÇAĞ, depresif hastalarda vitamin D seviyelerinin düşük bulunduğuna dikkatleri çekti.
ATAÇAĞ D vitamini ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Birçok insan D vitaminini güneşten alır. Güneş ışınları çıplak tenimize değdiği zaman vücudumuz kendi D vitaminini yapar. Ancak bu yeterli değildir. Açık tenli kişiler haftada 2-3 kez 5-10 dakika güneşe maruz kaldıklarında ihtiyaçları olan D vitaminini alırlar. Bulutlu günler, kışın güneş ışınlarının açısının değişmesi, kullanılan güneş koruyucu kremler, bunu hep etkiler. İleri yaştaki kişiler ve koyu tenli kişiler güneşten bu kadar yararlanamazlar.
D Vitaminini Yemekle Almak
Salmon, kılıç balığı, uskumru bir posiyonu ile bize ihtiyacımız olan günlük D vitaminini sağlayabilirler. Diğer yağlı balıklardan, tuna balığı, sardalya daha az D vitamini ihtiva ederler. Düşük oranlarda yumurta sarısında, dana ciğerinde, D vitamini ile zenginleştirilmiş sütte , kahvaltı gevreklerinde bulunabilir. Normalde peynir ve dondurma D vitamini ihtiva etmezler.
Kahvaltımıza D vitamininden zenginleştirilmiş gıdalarla başlamak yararlı olabilir. D vitamininden zenginleştirilmiş gıdalarla ihtiyacımız olan D vitaminini almak en güzel yoludur.
Bazı durumlarda güneşten ve gıdalardan aldığımız D vitaminini kullanmakta sıkıntı yaşayabiliriz.
Bunu artıran faktöler:
- 50 yaşından yukarı olmak
- Koyu cilt rengi
- Ekvatordan uzak, Kuzeyde yaşamak
- Süt allerjisi veya laktoz intolaransı olması
- Aşırı kilolu veya mide cerrahisi geçirmiş olmak
- Karaciğer veya sindirim sistemi rahatsızlığı olması (Kron hastalığı, Çölyak rahatsızlığı gibi)
- Güneş koruyucu kremler (Ancak bunları bırakmakda cilt kanseri riskimizi artırabilir)
D Vitamin Seviyemizi Kan Tahlili İle Çok Kolayca Öğrenebiliriz
Pek çok insan D vitamin seviyesinin düşük olduğunu farkında değildir. Erişkinlerde ciddi D vitamin eksikliği ‘Osteomalazi’ , kemiklerde yumuşamaya neden olur. Kemiklerde ağrı ve kas güçsüzlüğü ile kendisini gösterir. Çocuklarda ise ‘Raşitizme’ ve iskelet sisteminde sorunlara neden olabilir.
D vitamin seviyemizi kan tahlili ile çok kolayca öğrenebiliriz. Kan kolesterolumuzu , kan sayımımızı baktırırken ayni zamanda D vitamin seviyemizi de öğrenmek ve eksikliği durumunda gerekli tedbirleri almak ilerde karşılaşabileceğimiz pek çok sıkıntıdan bizi koruyabilir.
70 yaşına kadar günlük 600IU, 70 yaşından sonra 800IU günde diyetimizle D vitamini almamız gerekmektedir. Anne sütü ile beslenen bebeklere 400IU Dvitamin ilavesi yapmalıyız. Ek gıdalara başlanınca (ki bunların çoğu D vit. katkılıdır) gerek kalmaz.
D Vitaminini Fazla Vermekten Kaçınmalıyız
D vitaminini fazla vermekten kaçınmalıyız. Bulantı, kusma, iştah kaybı, aşırı susama, eklem ağrıları ve daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Birçok çocuk ve adelosan süt ile yeterli D vitaminini alamazlar. 400-600 IU ek takviyeye ihtiyaç duyarlar. Kronik rahatsızlığı olan, örneğin kistik fibroz, Dvitamin eksikliği açısından daha büyük risk altında olabilirler. Bunun için mutlaka doktorunuza danışmanız gerekmektedir.
D vitaminini yüksek dozlarada alırsak kan kalsiyumumuzda artışa buda kan damarlarımızda, kalbimizde, böbreklerimizde hasara neden olabilir. Güneşten fazla D vitamini alamayız. Çünkü depolarımız dolunca vücudumuz D vitamin yapımını durdurur. Ancak güneşlenirken dikkatli olmalıyız. Güneş korumasız cilt kanseri riskimizi artırabiliriz.
Kullandığımız bazı ilaçlar D vitamini ile etkileşime girebilir. Mutlaka doktorumuza danışarak kullanmalıyız.
D vitaminin bazı tür kanserleri azalttığı, (örneğin: barsak, meme, prostat kanserleri ) yönde çalışmalar yapılmaktadır.
Düşük D vitamin seviyeleri kalp hastalıkları, kalp krizi riskini artırmaktadır.
Düşük D vitamin seviyeleri gebelikleride olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Preeklampsi (gebelikte görülen yüksek tansiyon, anne ve bebek hayatını ciddi olarak olumsuz yönde etkileyebilir), gebelerde görülen şeker hastalığında (gestasyonel diyabet), düşük doğum ağırlığında, erken doğum tehdidine neden olduğuna dair pek çok çalışma yapılmıştır.”