Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Pınar Tunçbilek Özmanevra, 19 – 25 Eylül Dünya İşitme Engellileri Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, günümüzde tüm dünyada 70 Milyon işitme engelli bireyin bulunduğunu kaydetti. “2015 Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de işitme cihazı/implant kullanıyor olmasına rağmen duymada çok zorlanan veya hiç duyamayan nüfusun oranı %1,1’dir. Konjenital işitme kaybının insidansı 1000 bebekte 1-3’tür. Epidemiyolojik çalışmalar, çocukluk çağında işitme kaybı vakalarının en az yarısının genetik faktörlerle ilişkili olduğunu göstermektedir.” diyen Dr. Özmanevra, Dünya Sağlık Örgütü’nün işitme kaybına yol açan faktörlerin %50′sinin önlenebilir olduğunu bildirmekte olduğuna dikkat çekti. Yenidoğan döneminde işitme duyusunun normal olmasının, konuşma ve dil öğreniminin yanı sıra sosyal, duygusal ve zihinsel gelişim açısından da kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, bu nedenle işitme kaybının erken tanısının yapılamamasının, işitme engelli çocuğun konuşma ve dil becerisinde gerilik, kişisel ve sosyal uyumsuzluk, duygusal sıkıntılar gibi birçok problemle yaşam boyu mücadele etmek zorunda kalmasına yol açtığını belirtti.
İŞİTME KAYBINI ÖNLEMEDE YAPILMASI GEREKENLER
İşitme kayıplarının, mutlaka Kulak Burun Boğaz Hastalıkları (KBB) hekimlerince teşhis edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Özmanevra, önleyici tedbirler olarak çocukların yenidoğan döneminde işitme taramalarından geçmesi, kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının yaptırılması, özellikle ototoksik (iç kulağa zarar verici) özellikte ilaç kullanırken seçici davranılması, orta kulak iltihabı için etkin tedavilerin yapılması, aşırı gürültülü ortamlardan kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Pınar Tunçbilek Özmanevra, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“İşitme kaybını erken dönemde belirlemek amacıyla Yenidoğan İşitme Taraması ve Erken Yaş İşitme Taraması yapılmaktadır. Taramada işitme kaybı saptanması durumunda nedeninin hızlıca araştırılması, enfeksiyon kökenli bir hastalık ise hızlıca tedavisinin yapılması önemlidir. Konjenital (doğuştan gelen) işitme kaybı saptanması durumunda, çocuğun en erken dönemde cihazlandırılması ve işitmesinin sağlanması kritik bir önem arz etmektedir. Ne kadar erken tespit yapılır ve ne kadar erken çözüm üretilir ise çocuğun konuşma becerisine sahip olma şansı o kadar artmaktadır.
İLETİŞİM VE İŞİTME ENGELLİ BİREYLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR
İletişim, iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişidir. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için çevresindekilerle iletişime geçer. Ayrıca ruhsal-bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça önemlidir. Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı işletebilmek için iletişim şarttır. İletişim; sosyal bir varlık olan insanın hayatında vazgeçilmezlerindendir. İşitme engelli bireyler, günlük yaşantımızda hepimizin kolaylıkla, çoğu zaman üzerinde çok düşünmeden, farkında olmadan yaptığı işlerde, örneğin televizyon izlemek, alışveriş yapmak, sinemaya gitmek, adres tarifi, hastalık halinde hastaneye gitmek gibi durumlarda sıkıntı çekmektedirler. Bunun sebebi rahat iletişim kurulamamasıdır. İletişim, en az iki tarafın da karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmasıdır. İşitme engelli bireyler işaret dili, dudak okuma gibi yöntemler sayesinde rahatlıkla kendi aralarında anlaşabilmelerine ve kendilerini ifade edebilmelerine rağmen, bizler işaret dili bilmediğimiz için onları anlamakta güçlük çekmekteyiz.
DÜNYADA İŞİTME ENGELLİLERİ HAFTASI, AMACI VE HEDEFLERİ
İşitme engellilerin toplum içinde yaşadıkları sıkıntılar hakkında çözüm üretmek, dünya çapında insan haklarını korumak ve bu durum hakkında farkındalık yaratmak amacıyla İtalya’da 23 Eylül 1951 yılında Dünya İşitme Engellileri Federasyonu kurulmuştur. Bu federasyon öncülüğünde Dünya İşitme Engellileri Haftası ,19-25 Eylül tarihleri arasında dünya genelinde kutlanmaktadır. Bu hafta süresince çeşitli etkinlikler ile dünya çapında ülkelerde halkın, politikacıların, devlet otoriterilerinin dikkatlerini çekmek ve çözümün bir parçası olmalarının sağlanması hedeflenmektedir. Dünya İşitme Engellileri Federasyonu’nun diğer hedefleri ise işaret dili kullanımını yaygınlaştırmak, işitme engelli bireylerin, ailelerine, arkadaşlarına ve işaret dilini gönüllü olarak öğrenmek isteyenlere bu dili öğretmek, işitme engelli bireylerin daha iyi ve kolay eğitim alabilmelerini sağlamak, devlet dairelerinde ve günlük yaşantıda karşılaşılan güçlüklerin önüne geçmek, kişilik haklarını korumak ve bu konularda halkı bilinçlendirmektir.
ADAMIZDA İŞİTME ENGELLİ OLMAK
Adamızda ise bu amaçla 23 Temmuz 2015 tarihinde, Lefkoşa Aile Mahkemesi’nin kararı ile Kıbrıs İşitme Konuşma Engelliler Vakfı (KİKEV) kurulmuştur. KİKEV’in hedefleri arasında işitme-konuşma engellilerin eğitim, sağlık, mesleki, kültürel, sportif, hukuksal, sanat ve sosyal bakımdan birlikteliğini sağlayarak, dayanışma ve yardımlaşma sayesinde sorunlarına çözümler sağlamak yer almaktadır.
BİZLERE DÜŞEN GÖREVLER
İşitme engellilerin yaşadıkları sıkıntıların bilinmesi, herkes gibi eşit haklara sahip olduklarının akıldan çıkarılmaması ve bu durum hakkında farkındalık yaratılması, sıkıntıların çözümlenmesi için üzerimize düşen önemli görevlerdir.
KAYNAKÇA:
- Kişilerarasi İlişkiler Ve Etkili İletişim, Dr. Alim KAYA, 10.baskı, Pegem Akademi, 2017
- “World federation of the deaf” veritabanı
- “Türkiye İstatistik Kurumu” veritabanı
- Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Çocuk Ve Ergern Sağlığı Daire Başkanlığı, Yeni Doğan Işitme Tarama Programı Verileri