Dünya AIDS Günü


Tüm dünyada 1 Aralık, HIV ve AIDS hakkında farkındalığın arttırılması, erken tanı ve tedavinin öneminin vurgulanması amacıyla özel bir gün olarak ilan edilmiştir. Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Evren bu konuya ilişkin merak edilen noktalara açıklık getirdi:

HIV ve AIDS nedir?
AIDS (Kazanılmış İmmün Yetmezlik Sendromu) ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde tanımlanmıştır. Bu hastalığın etkeninin bir virüs olduğu 1983-1984 yılında saptanmıştır. En son yapılan istatiksel çalışmalarda dünyada 1.8 milyonu çocuk olmak üzere toplam 36.9 milyon HIV pozitif kişi olduğu bildirilmiştir. HIV virüsünü taşıyan bireylerin vücut sıvılarının, bu virüsü taşımayan bireylerin vücuduna girmesiyle bulaşma gerçekleşir.

HIV virüsü nasıl bulaşır?
HIV virüsü cinsel ilişkiyle ve kan yoluyla bulaşır. Tüm HIV bulaşmalarının % 85’i korunmasız cinsel ilişki yoluyla olmaktadır. Virüs, HIV-pozitif erkeğin sperminde, kadının ise vajina salgısında bulunur ve cinsel ilişki sırasında bütünlüğü bozulmuş vajina, penis, anüs veya ağız mukozalarından vücuda girer. Korunmasız cinsel ilişkisi olan bireyler arasında (erkekten kadına, kadından erkeğe, erkekten erkeğe veya kadından kadına) bulaşabilir. Kan yoluyla bulaşmada ise virüs, HIV-pozitif bireylerin kanında bulunur. Virüs taşıyan kan ve kan ürünlerinin nakliyle sağlıklı bireylere bulaşır. Steril edilmemiş iğne, cerrahi aletler, diş hekimliğinde kullanılan aletler, dövme, piercing ve akupunktur gereçleri aracılığıyla da bulaşma olabilir. Ortaklaşa kullanılan jilet, makas ve tırnak makası gibi kesici ve delici aletler de kişiden kişiye bulaşmaya aracılık edebilir. Ayrıca HIV-pozitif olan bir anne, virüsü bebeğine gebelik sürecinde, doğum veya emzirme sırasında bulaştırabilir.

HIV enfeksiyonu nasıl belirti verir?
HIV bulaşması sonrasında yıllarca hiçbir belirti görülmeyebilir. Virüsün vücuda giriş şekli hastalığın ilerlemesinin hızında değişikliğe neden olabilir. HIV’in saptanmasında erken başvuru önemlidir. Çünkü hem kişinin hastalığı ilerlemeden uygun tedavinin başlanması hem de kişinin hastalığı diğer kişilere bulaştırmasının önlenmesini sağlar.

HIV enfeksiyonun bulaşması nasıl engellenir?
Dünyada halen en sık saptanan HIV bulaşma yolunun korunmasız heteroseksüel (karşı cinsle) cinsel temas olduğu bilinmektedir. Vajinal, anal veya oral-genital cinsel ilişki sırasında koruyucu kılıf (kondom, prezervatif, kaput) kullanmak ve bunu doğru kullanmak, damar içi uyuşturucu madde kullanmamak korunma için önemlidir.

Tanısı nasıl konulur?
ELISA testi en sık kullanılan yöntemdir. ELISA testi negatif ise ve şüpheli bir durum yoksa (HIV-pozitif olduğu bilinen partner, seks çalışanı, erkek erkeğe seks, yasal olmayan ilaç ya da madde kullanımı gibi) testin tekrarlanmasına gerek yoktur. Riskli durumlarda ELISA testi 2-4 hafta içinde yinelenebilir. Bu test sonucu da negatifse HIV enfeksiyonu olmadığı kabul edilir; ancak kesin negatif sonuç için testin üçüncü ayda yinelenmesi gerekir. ELISA testinin pozitif bulunması halinde, aynı serum örneği kullanılarak test yinelenir. Yine pozitif bulunması halinde doğrulama testi (Western blot) yapılır. Doğrulama testi de pozitif olarak saptanırsa HIV/AIDS tanısı konulmuş olur.

HIV virüsü nasıl hastalık oluşturur?
Virüs vücuda girdikten sonra ilgi duyduğu hücreler olan CD4 hücrelerine saldırır. Bu CD4 hücreleri vücudun önemli savunma hücrelerindendir. CD4 hücre sayısının azalması sonucunda, vücut bazı başka mikroplarla savaşmada yetersiz kalır. Bu mikroplar vücudun değişik yerlerinde hastalıklar oluşturur ve bu hastalıklarla mücadele etmek gittikçe güçleşir.

AIDS’in tedavisi var mıdır?
1987 yılında ilk kez antiviral ilaçlar tedavide kullanılmaya başlandı. Yıllar içerisinde virüsün değişik yapılarına karşı yeni ilaçlar keşfedildi. Günümüzde genelde direnç gelişmesini önlemek için 3 adet ilacın kombine edildiği tedavi rejimleri uygulanmaktadır. HIV/AIDS tedavisinin temel amacı, vücuttaki virüsün çoğalmasını engelleyerek bağışıklık sisteminin işlevinde oldukça büyük bir öneme sahip olan CD4 hücre sayısının azalmasının önüne geçmektir. Son dönemde gelişen tedavi seçenekleri ile AIDS hastalarının yaşam süreleri sağlıklı bireylere yaklaşmıştır.