Horlama

Horlama, nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Darlık arttıkça doğal olarak horlama da şiddetlenecektir. Horlamayı oluşturan darlık, sanılanın aksine sadece burundaki bir patolojiyle değil, üst solunum yolunun dil arkasında ve yutak çevresindeki bölümünün daralmasıyla da ilişkili olabilir.

Horlama bir sorun mudur?
Kesintisiz, yani solunum düzensizliğinin eşlik etmediği horlamaya basit horlama denir. Horlamanın nefes durmaları ve uykuda bölünme oluşturmuyorsa hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülmekteydi. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar, uykuda solunumla ilgili düzensizlikler (örneğin solunum durmaları) olmasa bile, basit horlamanın, gece boyunca solunum için harcanan güç dolayısıyla vücutta yorgunluğa, buna bağlı olarak da gündüz halsizlik ve uykululuğa neden olabildiğini göstermektedir.

Horlama herkeste görülebilir. Özellikle yorgun günün gecesinde, alkol ve sigaranın fazla kullanıldığında gece uykuda üst hava yolunda daralma artacağından, sağlıklı insanda da horlama olabilir. Ancak bu olgularda horlama, haftada 1-2 günle kısıtlıdır.

Horlama, kişiyi ve yakınlarını rahatsız eden, haftanın yarısından fazlasında, gecenin önemli bir kısmında oluyor ise KBB uzmanına baş vurmakta ve detaylı inceleme yaptırmakta fayda vardır.

Horlama, dikkat edilmesi gereken bir sorundur. Horlama ve uyku apnesi toplumda erişkin hastaların %30-40 ında görülmektedir. Bu kişilerin çoğunda horlama basit horlama adı verilen ciddi sağlık problemlerine yol açacak boyutta değildir. 100 kişiden yaklaşık beşinde şiddetli horlama ile birlikte uykuda nefes durmalarının, dolayısıyla obstrüktif uyku-apne sendromu adı verilen hastalığın var olduğu öngörülmektedir.

Uyku Apne Sendromu
Normal çocuk ve erişkinlerde solunum yolunu açık tutan kasların kasılmasıyla üst solunum yolu açık kalır. Bu kasların uykuda gevşemesi ile birlikte üst solunum yolunda hafif bir daralma meydana gelir, ancak bu durum hava geçişinde problem yaratacak düzeyde olmaz. Oysa uyku-apne sendromunda uykuda üst hava yollarında ortaya çıkan daralma solunumu ciddi düzeyde güçleştirir. Bu bölgedeki daralma ki bu zaman zaman tam kapanma da olabilir, beyinde solunumun güç yapıldığına dair uyarılmaya sebep olarak solunum eforunun giderek artmasına yol açar. Bu olayların sonucunda beyinde uyanıklık reaksiyonu meydana gelir ve uyanıklıkla birlikte solunum kasları aktifleşerek üst solunum yolunun açılmasını sağlar. Bu rahatlamayla birlikte tekrar uykuya dalmak mümkün olur. Solunumdaki zorlanma ve rahatlama ile karakterize bu döngü gece içerisinde uykunun sürekli bölünmesine neden olarak sabah yorgun uyanmaya yol açar. Bir kişinin uykuda tıkanması, gece içerisinde sürekli uyanıklıklar yaşaması ve ertesi gün yorgun ve uykulu olması haline “Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu” adı verilmektedir.

Horlama yatış şekli ile ilgili midir?

Sırt üstü yatıldığında yer çekimi ve uyku sırasında kaslarda meydana gelen gevşeme nedeni ile çene, dil ve üst hava yolundaki yumuşak dokular geriye doğru gider. Bu da sırt üstü yatarken üst hava yolunda daralma ve horlama olasılığını artırır. Öte yandan yan yatarken hava yolunda daha az daralma ve horlamada azalma olasılığı vardır.

Neden erkekler daha çok horlar?

Bunun nedeni, yağlanmanın kadınlarda esas olarak kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresinde yoğunlaşmasıdır. Özellikle kilolu erkeklerde bu durum, yatarken bilhassa sırtüstü pozisyonda, karın kitlesinin diyaframa baskısıyla göğüs içi basıncını arttırır; dilin de arkaya kayması ve uyku ile birlikte yutak çevresindeki yumuşak dokuların ve kasların gevşemesiyle horlamayı doğuracak şartlar ortaya çıkmış olur. Kadınların kas yapısındaki farklılıkların da horlamayı azalttığı düşünülüyor. Menopozdan sonra hormonal değişiklikler sonucu kadınların kas yapısı da erkeklerinkine benzemeğe başladığından, belirli bir yaştan sonra onların da horlama oranı erkeklere yaklaşır, hatta eşitlenir.

Ne zaman doktora başvurmak gerekir?

  • Yeterli uyku süresine rağmen sabahları yorgun uyanıyor, uykunuzu almamış hissediyorsanız
  • Geceleri nefes alamama hissi ile uyanıyorsanız,
  • Gün içinde uykunuz geliyorsa,
  • Yakınlarınız size düzensiz soluk alıp verdiğinizi söylüyorsa,
  • Eşiniz geceleri horlamanızdan şikayetçi ise,
  • Eşiniz sizin uykudayken konuştuğunuzu, bağırdığınızı, kol ve/veya bacaklarınızı oynattığınızı söylüyorsa,
  • Geceleri boyun ve ensede terlemeniz oluyor ve çok sık uyanıp tuvalete gidiyorsanız,
  • Çok fazla kabus görüyorsanız,
  • Gece yeterli uyuyor sabah dinlenmiş uyanıyor, ancak gündüz engelleyemediğiniz uyku ataklarınız oluyorsa ve o sırada rüya görüyorsanız.

Neler Yapılabilir?

  • Kilo fazlanız varsa zayıflayın. Kilo fazlası olan kişilerde zayıflama, apnenin önemli oranda azalmasını sağlamaktadır.
  • Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarını kullanmaktan kaçının. Bu maddeler boğazdaki kasların gevşemesine neden olarak solunumu etkilerler.
  • Yan veya yüzükoyun yatarak uyuyun. Sırtüstü yatmak dilin ve yumuşak damağın geriye sarkarak hava yolunu daraltmasına neden olur. Uyku sırasında farkında olmadan sırtüstü pozisyona gelmeyi engellemek için pijama pantolonunun bel kısmının içine bir masa tenisi  veya tenis topu koyulması ya da bir havlunun rulo yapılarak sağ veya sol tarafa sırt kısına yerleştirilmesi fayda sağlamaktadır.
  • Burun tıkanıklığına neden olan sorunlarınızı tedavi ettirin. Allerji, burun bölmesinin eğri olması (septum deviasyonu), burun kanatlarının gerginliğinin düşük olması, burundan rahat solunuma engel olarak kişiyi ağızdan solumaya zorlayan ve apneyi artıran sık nedenlerdir.