Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. H. Kaya Süer ile Yakın Doğu Üniversitesi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ Tarafından Yapılan Açıklamalarda, Covid-19 için Alternatif Bir Tedavi Yöntemi Olan Plazma Tedavisinin, Dünya Sağlık Örgütü Tarafından da Kabul Gördüğü ve Mevcut Tedavi Yöntemleri Arasında En İyi Alternatif Olarak Gösterildiği Bildirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin Uygulamaya Hazır Olduğu Plazma Tedavisi, KKTC Sağlık Bakanlığı ile Yakın Doğu Üniversitesi İşbirliğinde Hayata Geçirildi.
Prof. Dr. H. Kaya Süer; “Dünyadaki Covid-19 Tedavi Yöntemlerinden En Etkili Olanı Adamızda Uygulanabilir Hale Gelmiştir.”
Konvelasan Plazma Yöntemi’nin, 24 Mart, 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19’un tedavi yöntemlerinden biri olarak tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. H. Kaya Süer tedavinin, Covid-19 hastalığını geçirmiş ve iyileşmiş bir kişiden alınan kan örneği içinden aferez yöntemi ile plazma denilen kısmın ayrılması ve ayrılan plazmanın Covid-19 hastasına tedavi amacıyla verilmesi şeklinde gerçekleştiğini söyledi.
KKTC Sağlık Bakanlığı ve Yakın Doğu Üniversitesi işbirliğinde yürütülen Konvelasan Plazma Tedavisi için gerekli alt yapı hazırlıklarının tamamlandığını belirten Prof. Dr. H. Kaya Süer, dünyadaki tedavi yöntemlerinden bir tanesi olan Plazma Tedavisinin adamızda da uygulanabilir hale geldiğini söyledi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ; “Yakın Doğu Üniversitesi Tüm Olanaklarını Ülkenin Hizmetine Sunmuştur.”
Yakın Doğu Üniversitesi’nin, salgının görüldüğü tarihten itibaren gerçekleştirdiği bilimsel ve inovatif çalışmalar yanında sağlık hizmetlerindeki çabalarıyla da Covid-19 salgını ile mücadele ettiğini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi’nin tüm olanaklarını ülkenin hizmetine sunmuş olduğunu söyledi.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin, salgının görüldüğü ilk günden itibaren gerçekleştirmiş olduğu hizmetlerle ilgili “Bu süreçte akademisyen ve araştırmacılarımız, konuya ışık tutacak araştırmalar yaparken, sağlık çalışanlarımızı ve hastalarımızı korumaya yönelik pek çok inovatif girişimde de bulunduk. Yüz siperlerinin üretimi, solunum cihaz kapasitesinin artırılmasına yönelik 3D laboratuvarlarında oluşturulan ek malzemeler, bunların yanı sıra alternatif solunum cihazı üretimi yine bu minvalde yapılmış çalışmalardır.” diyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, üniversite hastanelerinde de tam kapasite ile salgın haricindeki hastalıkların tedavisi konusunda hastalara hizmet verilmeye devam edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ; “Bazı Ülkelerde Uygulamaya Girmiş Olan Plazma Tedavisi, Bugünkü Mevcut Tedavi Yöntemleri İçerisinde İyi Bir Alternatif Olarak Karşımızda Durmaktadır.”
Ülkemizde KKTC Sağlık Bakanlığı ile Yakın Doğu Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü Plazma Tedavisi projesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, konuya ilişkin şöyle devam etti; “Araştırmacıların yapmış olduğu çalışma sonucu ile dünya genelinde mevcut tüm koronavirüs tedavi yöntemleri şu an tartışma aşamasındadır. Virüse karşı spesifik bir tedavi olmamasına rağmen alternatif tedavi yöntemleri denenmekte, uygulanmakta, kimisi başarılı sonuçlar verirken, kimisinin sonuçları halen tartışılmaktadır. Öte yandan, ülkemizde araştırmacılarımızın yapmış olduğu çalışmalar neticesinde bazı ülkelerde de uygulamaya girdiğini gördüğümüz plazma tedavisi, bugünkü mevcut tedavi yöntemleri içerisinde iyi bir alternatif olarak karşımızda durmaktadır.”