Düzensiz Kanamalar Rahim Ağzı Kanserinin Habercisi Olabilir
Düzensiz vajinal kanamalar ve ilişki sonrası kanama şikayeti ile Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi’ne müracaat eden 36 yaşındaki kadın hastaya, gerçekleştirilen tetkikler sonrasında rahim ağzı kanseri teşhisi konulduğunu açıklayan Prof. Dr. Müfit C. Yenen, “36 yaşındaki hastamızın rahim ağzında yaklaşık olarak 1.5 cm’lik tümör tespit ettik. Henüz çocuk sahibi olmaması nedeniyle fertilite (doğurganlık) koruyucu cerrahi uygulamaya karar verdik. Hastamız da bu cerrahi için uygundu. Olası riskleri de kendisiyle paylaştıktan sonra onayı ile cerrahisini gerçekleştirdik. Önce vajinal yoldan rahim ağzıyla beraber tümörü, daha sonra da kapalı cerrahi dediğimiz laparoskopi yöntemiyle, karın bölgesindeki lenf düğümlerini temizleyerek çıkardık ” ifadelerini kullandı.
Cerrahi müdahale sonrasında rahim ağzından alınan küçük bir diskoid biyopsi örneğinin patolojik incelemelerinin de cerrahi sınırında hiçbir tümör kalmadığı sonucunu verdiğini ifade eden Prof. Dr. Müfit C. Yenen, böylece hastanın kansere ilişkin tedavisinin başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi.
Ameliyat sonrası 3. gün taburcu edilen hastanın güncel sağlık durumu hakkında açıklamalarda da bulunan Prof. Dr. Müfit C. Yenen, hastanın ameliyatının üzerinden yaklaşık olarak 3 ay geçtiğini, gerçekleştirilen kontrollerinde ise herhangi bir nüks ya da komplikasyona ait problem izlenmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Müfit Yenen; “ Dünyada Oldukça Nadir Uygulanan Bu Tedavi Yöntemi Adamızda Bir İlk Olma Özelliğini Taşıyor ”.
Üremeyi koruyucu cerrahi tedavinin,rahim ağzı kanseri teşhisi koyulan ve çocuk sahibi olmak isteyen hastalar için uygun bir yöntem olduğunu ve işlem öncesi titiz bir hazırlık evresi gerektirdiğini ifade eden Prof. Dr. Müfit C. Yenen, tümörün rahim ağzı ile beraber vajinal yoldan geniş olarak çıkarıldığını (vaginal radikal trakelektomi), geride kalan rahim dokusu ile vajinanın ise yeniden birbirine dikilerek birleştirildiğini kaydetti. Aynı seansta kapalı yöntem (laparoskopi) ile hastanın karın içindeki lenf düğümlerinin de çıkarılarak temizlendiğini belirten Prof. Dr. Müfit C. Yenen, böylece hastanın çocuk sahibi olabilme kapasitesinin korunmuş olduğuna dikkat çekti.
“Bu teknik yaklaşık 2000’li yıllarda ortaya çıkmış bir teknikti ve son on yıl içerisinde büyük bir ilerleme kaydederek dünyanın her yerinde ön plana çıkmaya başladı. Türkiye’de ise oldukça nadir uygulanan bir ameliyat olduğunu biliyoruz. Adamızda da bugüne kadar uygulandığını düşünmediğimiz bir tedavi yöntemi.” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Müfit C. Yenen, bu tedavi yönteminin ülkemizde ilk kez Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi’nde, Yrd. Doç. Dr. TijenAtaçağ’ın da dahil olduğu ekip tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Müfit Yenen; “Cerrahi İşlem Sonrası 6 Ay Gibi Kısa Bir Süre Sonunda Hastanın Gebe Kalmasında Herhangi Bir Sakınca Bulunmuyor. ”
Cerrahi işlem sonrası 6 ay gibi kısa bir süre sonunda hastanın gebe kalmasında herhangi bir sakınca bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Müfit Yenen, “Hastamızı yaklaşık 2 ay kadar daha izledikten sonra,Yakın Doğu Tüp Bebek Merkezi’nde, Prof. Dr. Namık Kemal Duru ve arkadaşlarına emanet edeceğiz. Bu özel ameliyatı uyguladığımız hastalarda yaklaşık 4 ile 6 ay gebelik olmadan beklemek gerekiyor. Sonrasında üremeye yardımcı tekniklerle hastamızın kısa bir sürede gebe kalmasını sağlayıp,başarılı bir şekilde doğumunu gerçekleştirerek, özlemini duyduğu bebeğine kavuşmasını planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Müfit C. Yenen; “Son Yıllarda Rahim Ağzı Kanserleri Genç Yaşlara Doğru Kayıyor.”
Rahim ağzı kanserlerinin, dünyada oldukça sık rastlanan bir kanser türü olduğunu ve günümüzde kadın kanserleri içerisinde 4. sırada yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Müfit C. Yenen, bu türün son yıllarda kadın kanserleri içerisinde genç yaşlara doğru kayma gösterdiğine dikkat çekti.
“Bu hastalığın yaklaşık %40’ı, 35-40 yaş aralığına gerilemiş olup, hastaların büyük bir bölümü ise henüz çocuk sahibi olma isteklerini yerine getirememiş, aile planlamalarını tamamlayamamış durumdalar. Dolayısıyla bu gruptaki hastalarda,fertilite koruyucu cerrahi dediğimiz, hastanın üremesini devam ettirebileceği tedavileri yapmak son yıllarda daha fazla önem kazanmaya başladı.” diyen Prof. Dr. Müfit C. Yenen, uygun koşullarda olan hastalara yapılabilecek bu ameliyatı, sahip oldukları bilgi, tecrübe ve ekip desteğiyle, gerçekleştirmeye devam edeceklerini bildirdi.
Habere ilişkin röportaja aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.facebook.com/universityofkyreniahospital/videos/2684993064854654/